Site icon Hedza

Aşkın ve Güzelliğin Tanrıçası: Afrodit

Yunan mitolojisinin en ünlü tanrıçalarından biri olan Afrodit, aşk, güzellik, cinsellik tanrıçası olarak bilinmektedir. Güzelliğinin büyüleyiciliği dillere destan olmuş olan Afrodit’in mitolojik dünyasına beraber göz atalım.

Afrodit’in doğuşunun birkaç farklı versiyonu vardır. Bu versiyonlardan en yaygın olanı babasının Zeus, annesinin ise deniz tanrıçası Dione olmasıdır. Ancak Afrodit’in denizdeki köpüklerden doğmuş olduğunu anlatan bir diğer hikaye de mevcuttur. Hatta dünyanın en ünlü resimlerinden İtalyan ressam Sandro Botticelli‘nin eseri olan “Venüs’ün Doğuşu” tablosunda Afrodit’in denizden doğuşu betimlenmiştir.

Kronos, babası Uranüs’ü dehşet verici bir şekilde kesmesi sonucu Uranüs’ün kanı, denize döküldüğünde köpüklerden doğan Afrodit, güzellik, aşk ve cinsellik tanrıçası olarak tanımlandı. Bu nedenle, Afrodit denizlerle de ilintilidir ve “Anadyomene” yani denizden doğan olarak da anılır.

Afrodit denince akla gelen ilk kavram şüphesiz ki aşk kavramıdır. Bu yüzden Afrodit’in aşk hayatının pek renkli oluşu ve birçok kişiyle beraber olmuş olması tabii ki bizi şaşırtmaz. Aşk tanrıçamızın sevgilileri arasında sadece tanrılar değil ölümlüler de bulunmaktaydı. Fakat yalnızca ateş tanrısı olan Hephaistos ile evlenmiştir. Bu evlilik gönüllü yapılmamıştır çünkü tanrıların tanrısı olan Zeus, Afrodit’in gönlünü kazanamayınca ona ceza olarak en çirkin, en dışlanan tanrı olan Hephaistos ile evlenme cezası vermiştir. Tahmin edeceğiniz üzere Afrodit Hephaistos’a karşı sadık bir eş olmamıştır.

Afrodit en meşhur ve büyük aşkını yakışıklı savaş tanrısı Ares ile yaşamıştır. Aşkın ve savaşın  tanrılarının bir araya gelişi ilk bakışta ne kadar uyumsuz görünse de bu ikilinin aşkı tutku doluydu. Ares’in aşkına karşılık veren Afrodit uzun süre gizlice onunla beraber olmuştur. Aşık ikili beraber oldukları zamanlarda Ares’in yaveri olan Alectryon’a gözcülük yaptırtıyorlardı ama her şey bu kadar kolay olmadı. Birlikte oldukları zamanların birinde gözcülük yapan Alectyron uykuya daldı ve Apollon, bu yasak aşka şahit olunca hiç zaman kaybetmeden Afrodit’in kocası Hephaistos’a durumu bildirdi. Hephaistos bu ihanetin bedelini demirden bir ağ örerek yasak aşıkları beraber oldukları esnada tuzağa düşürdü ve onları tüm tanrılara rezil ederek ödetti.  Birbirlerini görmeleri yasak olan Afrodit ve Ares bu kuralı tabii ki çiğnediler. Aşklarından doğan 7 çocukları vardır. Bu çocuklardan en bilindik olanı aşk tanrısı Erostur.

 

Afrodit’in bir diğer ünlü aşkı ise Adonistir. Adonis bir insandı ve o kadar yakışıklıydı ki Afrodit ona doğar doğmaz vuruldu. Onu korumak için kaçırmış ve yeraltındaki ölüler ülkesinin tanrıçası Persephone‘ye emanet etmiştir. Ancak bu kararın ne kadar büyük bir hata olduğunu Persephone de Adonis’in güzelliği karşısında büyülendiğini görene kadar anlamamıştır.

Afrodit, Adonis’i geri almak istediğinde ona sırılsıklam aşık olmuş olan Persephone onu geri vermek istemez ve bu durum tanrıçalar arasında büyük bir çatışmaya sebep olmuştur. Durumlar böyle olunca da Zeus yine olaya el atmak zorunda kalır. Adonis’in 6 ay yeraltında Persephone ile diğer 6 ay ise yeryüzünde Afrodit ile kalmasını sağlayarak çatışmayı bitirmiştir. Bu hikaye de bu kadar mutlu bitmiyor tabii ki. Afrodit’i çok kıskanan Artemis, bir gün Adonis’in üstüne yaban domuzu yollar. Kasığından yaralanan Adonis kan kaybından ölür. Sevgilisini kanlar içinde gören Afrodit ona doğru koşarken ayağına bir diken batar. Afrodit’in kanı en sevdiği çiçek olan gülleri kırmızıya boyar ve akıttığı göz yaşları her yeri gül bahçesine çevirir.

Afrodit’e tapınanlar, ona saygı göstermek ve aşk, güzellik ve bereket konularında yardım istemek için tapınaklara ve sunaklara giderlerdi. Afrodit’e sunulan hediyeler arasında çiçekler, güzel kumaşlar ve takılar yer alırdı. Ayrıca, Afrodit’in doğaya ve denize olan bağlılığı nedeniyle, deniz kıyısındaki tapınaklar da yaygındı.

 

Afrodit, Yunan mitolojisinin en çekici ve güçlü tanrıçalarından biri olmuştur. Güzelliği, aşkı, cinselliği ve doğayı temsil eden bu tanrıça, hem antik dönemde hem de çağdaş kültürde etkisini sürdürmektedir. Onun hikayeleri, sanattaki tasvirleri ve edebiyattaki yansımaları, güzellik ve aşkın insanlık üzerindeki derin etkisini göstermektedir.

Okuduğunuz için çok teşekkür ederim!

Exit mobile version