Site icon Hedza

Çoklu Kişilik Bozukluğu Nedir? Chris Sizemore’un Hikayesi

Bazı insanlar bir bedende birden fazla kişilik barındırmaktadır. Genetiğinde, aile geçmişinde kişilik sorunları bulunan kişilerin küçük yaşlarda yaşadığı travmalara bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Bu hastalık Disosiyatif Kimlik Bozukluğu olarak adlandırılmaktadır.

DİSOSİYATİF KİMLİK BOZUKLUĞU NEDİR?

Disosiyatif kimlik bozukluğu daha önceden çoklu kişilik bozukluğu olarak adlandırılmıştır. Bu bozukluğa sahip kişiler birden fazla kişiliğe bürünürler. Bunun farkında olabilirler ya da tamamen olmayabilirler. Bilinç, farkındalık, kimlik ya da algının parçalanması durumudur. Zihinsel işlevler sorunsuz şekilde işlevine devam eder. Daha fazla işlev bozulduğunda disosiyatif belirtiler ortaya çıkarak sorunlara sebep olabilir.

BELİRTİLERİ NELERDİR?

Çekirdek kişiliğin yanı sıra alter olarak adlandırılan başka kişilikleri geliştirirler. İkinci kişilik kişiyi etkisi altına alırsa amnezi(bellek yitimi) yaşanabilir.  Her alterin kişilik özellikleri, düşünceleri, ilişki biçimleri farklıdır. Farklı cinsiyete sahip olabilir, hatta ana kişilikten farklı alerjileri olabilir. Utangaç bir kişilik gerektiğinde diğer alteri kullanarak çok iddialı davranabilir. Tanıdığı insanlarla baştan tanışabilir hatta aldığı eşyaları hatırlamayıp birçok eşyayla karşılaşabilir.

NE SEBEP OLUR?  TANISI VE TEDAVİSİ NEDİR?

Travma öyküsü kişilik bozukluğu tanısında önemlidir. Bu kişilik bozukluğuna sahip kişilerin yüzde 90’ının travma geçmişinde cinsel istismara rastlanmıştır. Travma şiddetli duygusal veya fiziksel istismar içerir. Doğal afetler, kazalar da sebebiyet verebilir. Bölünme, bu travmalarda savunma mekanizması olarak ortaya çıkmaktadır. Gerçekleşen olaylardan uzaklaşmasının bir yoludur. Bir kişi, acı anıları gündelik düşünce süreçlerinden ayırarak sanki travma gerçekleşmemiş gibi görünmek için bölünmeyi kullanabilir.

Klinik görüşmelerle ve özel testlerle tanı uzmanlar tarafından konulmaktadır. Bu bozukluktan kurtulmak tam anlamıyla gerçekleşmese de belirtileri hafifletmek, bireyin ve çevresindekilerin de güvenliğini sağlamak ve farklı kişilikleri tek bir karaktere entegre etmek amacındadır. Tedavi kişinin yaşam becerilerini geliştirmek, bireysel ve toplumsal ilişkilerini düzeltmek amacındadır. Psikoterapi, bilişsel davranışçı terapi, göz hareketi duyarsızlaştırma ve yeniden işleme, diyalektik davranış terapisi, aile terapisi, yaratıcı terapiler, meditasyon ve gevşeme teknikleri, klinik hipnoz gibi yöntemler ve ilaçlarla tedavi sürdürülmektedir.

Şimdi de sizlere çoklu kişilik bozukluğu yaşayan bir kadının hikayesinden bahsedeceğim.

CHRIS SIZEMORE

 Chris Sizemore,1927’de ABD’de doğmuş.  edebiyat ve sinemaya da konu olmuş çoklu kişilik bozukluğu yaşayan bir kadın. 2 yaşındayken annesinin kendisini bıçakla yaralamasına tanık oluyor. Yine aynı dönemde babasının iş yerinde bir çalışanın makineye kapılıp parçalandığını görüyor. Bunlar da yetmezmiş gibi bebek kuzeni ölüyor. Tüm bunları 3 ay içinde yaşıyor. Bu felaketler de onun ileri ki yaşlarda yaşayacağı problemlerin belirleyicisi oluyor.

Gözlerini bile açamayacak derecede baş ağrısı çeken ve bayılan kadın uzmanlara başvuruyor. Daha sonra psikiyatrist olan Corbett Thigpen ve Hervey Cleckley tarafından incelenmeye başlayan Sizemore’un ilk başlarda fazla stresten muzdarip olduğu düşünülüyor. Psikiyatristler Sizemore’un başka kişilikleri olduğunu da fark ediyor. Normalde daha sakin, ağır başlı olan kadın dönem dönem daha konuşkan, hareketli oluyor. Bu alter kişiliği Eve Black olarak ilk kişiliğine de Eve White olarak literatüre geçiyor. 

Bu iki kişilik arasındaki ayrım öylesine fazla ki, kişiliğinin karanlık tarafı olan “Eve Black”, iki yaşındaki kızını boğmaya çalışıyor. Tabii “Eve Black” için o kız kendisine ait değil, “Eve White”ın kızı. İşte durum bu kadar vahim.

Eve White, kitap okuyup evde vakit geçirmeyi severken, Eve Black gece kulüplerinde vakit geçirmeyi seviyor. 

Bu durumun çözümü olarak psikiyatristler, bu iki kişiliğin birleşimi olan ve daha baskın olacak üçüncü bir karakteri, Jane’i ortaya çıkarmaya çalışıyorlar. Bu noktada olayın aslının ne olduğu da çoktan anlaşılmış oluyor pek tabii.

Dissosiyatif kişilik bozukluğu (eski adıyla çoklu kişilik bozukluğu) teşhisi konulan Sizemore’un çok sonradan söylediklerine göreyse bu kişilikleri, bu travmatik olaylardan sonra zihnindeki parçalanmalar sonucu oluşmamıştı. Bu alternatif kişilikleri, daha kendisi doğmadan önce zihninde bulunuyorlardı. Bu durumu “Onlar ben değiller, ama hepsi bir araya gelerek beni oluşturuyorlar. Hepsinin farklı doğruları, farklı özellikleri var.” diyerek açıklıyor.

Teşhisin konulması problemleri çözmüyor, çünkü yarattıkları kişilik ölüyor ve onlarla birlikte Eve Black, Eve White da ölüyor, yeni kişilikler ortaya çıkıyor. Bu yeni kişilikler de bir süre değişmeli olarak ortada gözüktükten sonra yavaş yavaş silinerek yerlerini yeni 3’lü gruba bırakıyorlar. Böyle böyle her seferinde 3’erli gruplar halinde yeni kişilikler ortaya çıkıyor. Sayılarının en az 20 olduğu düşünülen birbirinden oldukça farklı kişilikler ediniyor. “Mor Kadın” adlı kişiliğindeyken 46 yaşında olan Sizemore kendini 58 yaşında hisseden ve romatizma ağrıları çeken biri olarak davranırken, “Çilek Kız” adlı kişiliğinde kendini 21 yaşında hisseden, sadece çilek yiyen ve çıplak ayan gezen bir kişi haline geliyor. Kişilik geçişleri sırasında o kadar şiddetli ağrılar yaşıyor ve yüz ifadesinde değişmeler oluyor ki eşi Don, felç geçirdiğini düşünüyor. Günlük hayatı da darmaduman olan kadın, intihar denemesinde bulunuyor fakat başarısız oluyor. Bu süreçte sürekli terapist de değiştiriyor ve çözümü sonunda 8. terapistinde buluyor. Yeni terapisti tüm bu kişilikleri tek bir kişilik altında toplamaya çalışıyor ve 4 yılın sonunda bunu başarıyor. Ortaya çıkan ve dilsiz olan son kişiliği de yok olduktan sonra bu durum da tamamen ortadan kalkıyor. Sizemore, 2016 yılında kalp krizinden hayatını yitiriyor ve geriye de yazdığı kitap, adına yapılan filmler kalıyor..

 

Exit mobile version