Feminizm, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın haklarına vurgu yapan önemli bir sosyal harekettir. Ancak ne yazık ki çoğu kişi tarafından, feminist düşünce yapısına sahip insanlardan; korkma, uzak durma gibi ön yargılar oluşmuştur. Peki bu ön yargıların sebebinin altında yatan ne olabilir? Bu yazımızda, feminizmin gerçekte ne olduğunu ve neden çoğu kişi tarafından yanlış anlaşılmalara sebebiyet verdiğini ele alacağız.
Feminizmin temel amacı, cinsiyet temelli ayrımcılığın ve eşitsizliğin ortadan kaldırılmasıdır. Bu hareket, kadınların toplumda daha aktif ve eşit bir rol oynamasını savunurken, erkeklerin de toplumda duygularını ve zayıflıklarını sergileme özgürlüğüne sahip olması gerektiğini vurgular.
Özellikle ülkemizde büyük bir çoğunluğun oluşturduğu kısım feminizmi “erkek düşmanlığı” olarak algılamakta ve hareketin kadınların üstünlüğünü savunduğunu düşünmektedir. Bu tamamen yanlış bir algıdır. Feminizm, kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olmasının gerekliliğini savunurken erkekleri aşağılamak ya da dışlamak amacı taşımaz, taşımamalıdır.
Feminizmin yanlış algılanmasının bir nedeni de medyadaki olumsuz temsillerdir. Medya, bazen feminizmi aşırıya kaçar bir şekilde yansıttığı için toplumda yine olumsuz bir algı oluşturmaktadır. Gerçek feminizm, cinsiyet eşitliği ve insan haklarına dayanan barışçıl bir harekettir. Feminizmin gerçek anlamını anlamak ve yanlış anlaşılmalara karşı bilinçli olmak, cinsiyet eşitliğini destekleyen bizlerin önemli bir sorumluluğudur. Toplumsal değişimi ve ilerlemeyi desteklemek için feminizmin önemli bir rol oynadığı da unutulmamalıdır.